Archive for the ‘Cilt Bakımı’ Category

Kırışıklıklar İçin Yöntemler

Kasım 12, 2007

Kırışıklıklar İçin Yöntemler

Sadece gözünüzün iç kenarında “anticerne” yani kapatıcı kullanın. Böylelikle bakışlarınızı hafifletmiÅŸ, açmış olursunuz. Mutlaka göz çevrenizin iyi nemlenmiÅŸ olmasına özen gösterin ve göz çevresi bakımı uygulayın. Kırışıklıklarınız iyice artmışsa üst kirpiklerinize rimel uygulamak dikkati ve vurguyu kırışıklıklardan farklı bir yöne çekecektir.

Kırışıklık, Leke, Åžekil BozukluÄŸu ve Sivilce Ä°zleri

Kasım 12, 2007

Kırışıklık, Leke, Şekil Bozukluğu ve Sivilce İzleri
Ciltte yaşlanmaya, sivilcelere, yaralanmalara ve güneş ışınlarının olumsuz etkilerine bağlı olarak ortaya çıkan kırışıklık, leke, şekil bozukluğu gibi estetik kusurların düzeltilmesi için kullanılan soft yöntemler büyük ilgi görüyor. Acı çekmeden, normal yaşamı etkilemeden uygulanır olması soft yöntemlere üstünlük sağlıyor. Kişinin estetik sorununun niteliğine ve beklentilerine göre muayeneden sonra hangi yöntemin kullanılacağına karar veriliyor.
Dolgu maddeleri enjeksiyonu
Dolgu maddelerin cilt içine enjekte edilmesiyle, kırışıklık bölgesinde hacim yaratılarak kırışıklık çizgileri düzeltiliyor. Dolgu maddeleri, yüzdeki yaşlılık çizgileri, yaralanmalarla oluşan çizgiler, yüzdeki şekil bozuklukları, kişinin derin sivilce izleri gibi sorunlarda tercih ediliyor. Ayrıca kişinin dudak kalınlaştırma, dudak şekillendirme gibi estetik değişiklik taleplerinde de bu yöntemler rahatlıkla uygulanabiliyor.
Dolgu yapılmasında kullanılan birçok madde bulunmaktadır. Bunlar sıvı parafin, sıvı silikon (ülkemizde kullanımı yasal değil) kolajen, hyalüronik asit, otolog yağ, otolog kolajen gibi maddelerdir. Kliniğimizde uygulanan dolgu maddesi, stabilize edilmiş hyalüronik asittir. Tamamen organizmaya uyumlu ve organizma tarafından eritilebilen doğal bir maddedir. Fonksiyonu, vücudun kendi hyalüronik asidinin tüketildiği yere hacim eklemektir.
Kalıcılığı ne kadar?
Dolgu maddeleri enjeksiyonun kalıcılık süresi 5 -12 ay arasında değişiyor. Metabolizmanın, hyalüronik asidi su ve karbonhidrata dönüştürmektedir. Büyüme faktörleri ve hormonlar, glikoz ve oksijen gibi önemli besleyici ajanların serbest geçişine olanak verir. Hyalüronik asit jelinin parçaları arasında hücreler dolaşabilir ve sağlıklı bir cilt ortaya çıkar. Test ihtiyacı olmadığından kişi hemen uygulamaya alınabilir, anında tatmin sağlar. Enjeksiyonun hemen sonrasında kişi normal yaşantısını sürdürebilir. Her yaşta uygulanabilir. İstenildiği sıklıkta tekrar edilebilir. Alerji riski yoktur.
BT-A (Botilinum Toksin – A) enjeksiyonu
BT-A, 1980 yılından bu yana tıbbın çeşitli alanlarında başarıyla kullanılıyor. Bazı kişilerin alışkanlık olarak kaşlarını çatmasıyla zamanla o bölgedeki çizgiler belirginleşmekte, bu da hoş olmayan bir yüz ifadesine neden olmaktadır. BT-A enjeksiyonu en sık, alın, iki kaşın arası, göz çevresi, çene ve dudak çevresindeki çizgilere uygulanmaktadır. Bu bölgelerin sinir ileti bozukluğuna ait anormalliklerinde özellikle tercih edilir. BT-A enjeksiyonunun etkisinin kalıcılığı kişiden kişiye değişiklik gösterir. Ortalama 4 -12 ay kalıcı etki elde edilir. Hiçbir sistemik yan etki gözlenmemiştir. Uygulamanın isteğe bağlı tekrarı mümkündür. BT-A enjeksiyonu uzman doktorlar tarafından yapılmadığında, kaş ve göz kapağı düşmesi, göz altı şişmesi gibi geçici yan etkiler görülebilir. BT-A uygulaması öncesi, hekimin, hastanın yüzündeki patalojiyi iyi belirlemesi, uygulayacağı dozu ve yöntemi belirlemesi gerekir.
BT-A enjeksiyonunun diğer kullanım alanları
BT-A enjeksiyonunun diÄŸer kullanım alanları olarak, koltuk altı, el ve ayak gibi bölgelerdeki aşırı terlemeyi azaltmak amacıyla da uygulanabildiÄŸini belirtiliyor. BT-A’nın ter bezlerinin yakınına enjekte edilmesi ile o bölgede, kiÅŸiden kiÅŸiye deÄŸiÅŸiklik gösteren biçimde 4 – 12 ay süreyle terlemenin azaltılması saÄŸlanabiliyor.
BT-A enjeksiyonu yapılabilmesi için, kişide, başka hiçbir kas hastalığının bulunmaması ve en az 1 ay öncesinden o kişinin yüzüne, başka herhangi bir uygulama yapılmamış olması gerekiyor.
BT-A enjeksiyonuna bağlı olarak henüz bildirilmiş ciddi ya da kalıcı bir yan etki bulunmaması, bu uygulamanın önemli bir özelliği olarak kabul ediliyor.
Kimyasal peeling nedir?
Cildin zarar görmüş tabakasının değişik kimyasal maddelerin farklı konsantrasyonlarda kullanılarak kaldırılması işlemine peeling adı veriliyor. Kimyasal peeling TCA, rezorsin, laktik asit, sitrik asit, glikolik asit gibi birçok maddeyle yapılabiliyor. Bu yöntemlerden hangisinin hastaya uygulanacağına hekim karar veriyor. Kimyasal peeling, güneş hasarı sonucu oluşmuş ince çizgilerin hafifletilmesi ve kalın çizgilerin inceltilmesi, sivilce tedavisi, sivilce izlerinin hafifletilmesi, cildin yumuşaklığını artırarak, kuru kaba yapısının giderilmesi, parlaklığının artırılması ve ayrıca çeşitli dermatolojik bozukluklarda uzman hekimler tarafından uygulanan bir yöntemdir. Peeling öncesinde hasta-doktor beklentilerini, hastanın ulaşmak istediği iyilik, elde edilebilecek iyileşmenin seviyesi, hastanın tıbbi geçmişi, hastanın daha önce kullandığı ürünler ya da görebileceği tedavileri içeren karşılıklı tartışma, tedavinin başarısı için gereklidir. Hastanın yaşı, cilt tipi, cinsi, vücudunda düzeltme ihtiyacı gördüğü bölgelere göre kimyasal maddenin konsantrasyonu, süresi ve seans sayısı ayarlanır. Ortalama 8-10 seanstır.
Hangi durumlarda uygulanmaz?
Kimyasal peelingin uygulanamayacağı durumlar da bulunuyor. Bu nedenle hekimin, hastanın vücudunda, peeling yapılacak bölgeyi dikkatlice muayene edip karar vermesi büyük önem taşıyor. Aktif herpes enfeksiyonu (uçuk) bulunan, yeni operasyon geçirmiş, radyoterapi gören, cildinde yara izi oluşma ihtimali olan, siğil bulunan kişilerde kullanımı uygun değil. Ayrıca son bir ayda krioterapi (soğuk tedavisi) uygulanması ve bazı ilaçların kullanımı da kimyasal peeling uygulamasının yapılmaması gereken durumlar arasında yer alıyor. Kimyasal peeling uygulandıktan sonra o bölge güneşe maruz bırakılmamalı, ayrıca tahriş yapabilecek her türlü etkiden korunmalıdır.
Krioterapi -SoÄŸuk tedavisi
Krioterapide, kaynama derecesi çok düşük bazı gazlar uygulanarak vücudun bir bölgesi istenilen soğutulma derecesine getiriliyor. Bu sayede güneş etkisiyle oluşan kahverengi yaşlılık lekeleri, et benleri, siğiller, virüs enfeksiyonlarının izleri başarıyla gideriliyor.
Krioterapiyle cildin yüzeyindeki istenmeyen oluşumların kaybolması sağlanıyor. Uygulanan endikasyonlarda başarı oranı çok yüksektir. Uygulama süresi çok kısadır. Herhangi bir lokal anestezi ya da cerrahi girişim gerektirmez. Kullanılan gaz, cildin yüzeyine sprey ya da dokundurma sistemiyle saniyelerle ifade edilebilecek kadar kısa süre uygulanır. Lezyonun özelliğine göre bir ya da birkaç seans yeterlidir. Uygulama sonrasında bir sızı olabilir. Krioterapi uygulandıktan sonra uygulama bölgesinde bir kızarıklık oluşur. İyileşme süreci vücudun onarım süreci kadardır. Kişide soğuğa karşı aşırı duyarlılık ya daönemli bir sistemik hastalığın bulunması durumunda krioterapi uygulanmıyor.

Cildimiz Yara ve Tedavi Yolları

Kasım 12, 2007

Cildimiz Yara ve Tedavi Yolları
Cilt insan vücudunu kaplayan en geniş organ olup organizmanın çevreye karşı dış duvarıdır; dolayısıyla bazı fonksiyonları yerine getirmekle yükümlüdür.
Mekanik, kimyasal ve biyolojik etkilere karşı koruma sağlar. Su dengesini ve vücut sıcaklığını düzenler. Dokunma, basınç, sıcaklık ve acı gibi duyuları ileten bir duyu organıdır. Kızardıklarında veya sarardıklarında açık tenli kimselerin cildinde duyguları gözükür. Cilt aynı zamanda bağışıklık süreçleriyle de ilgilidir ve metabolik fonksiyonlara (D2 vitamini ve kolesterol sentezi) sahiptir.
Cildin icra ettiği fonksiyonların çeşitliliği karmaşık yapısına yansımıştır. Cilt, her biri farklı bir doku yapısına sahip üç tabakadan oluşur.

AKNE ve SÄ°VÄ°LCELER

Kasım 12, 2007

AKNE ve SÄ°VÄ°LCELER
Güneşin kurutucu etkisi ve iyotlu deniz suyu yazın akneyi aklımızdan çıkarır. Ama sonbahar ve kış, aknenin çoğaldığı dönemlerdir. Pek çok şey aknenin türüne bağlı olsa da, ultraviyole ışınlarının etkisi cildi kurutup, yağ üretimini düzenliyor. Bu yüzden sonbahar ve kış aylarında da solaryuma girerek aynı etkiyi yaratabiliriz. Gençlerde görülen akne, ergenliğin ilk dönemlerinde, vücutta gelişim ve değişimler başladığı sırada ortaya çıkıyor. Bu durum, bir dizi hormonal dengesizliğe bağlı. Doğal olarak bu gibi hormon dengesizlikleri yetişkinlerde de görülebiliyor. Örneğin, adet döneminde ortaya çıkan sivilceler bu tür bir dengesizlik sonucudur. Diğer bazı durumlarda ise, akne oluşumu, kortizon ya da B12 vitamini içeren ilaçlar, ya da dışarıdan uygulanan vazelin preparatları ve bitkisel yağların uzun süreli kullanımına bağlı.
TEMİZLİK NASIL OLMALI? Cilt temizliği, sabahları derinin salgılarını harekete geçirmek; akşamları ise, gözeneklerde birikmiş kir zerreciklerinden kurtulmak için mutlaka yapılmalı. Cildinizin haftada 2-3 kez, tüm yağ kalıntılarını alacak bir maskeye de ihtiyacı vardır. Aynı zamanda cildi derinlemesine nemlendiren bir maske seçmeye özen gösterin.
10 DAKİKALIK BİR BUHAR BANYOSU Haftada 1 kez, buhar banyosu hazırlayın: Gözeneklerin genişlemesini sağlayacağından, siyah noktalardan kurtulmanız kolaylaşacaktır. Başınızın üzerine bir havlu örterek, yarıya kadar kaynar su doldurduğunuz bir tencerenin üzerine eğilin. 10 dakika sonra, yüzünüzü kurulayın ve siyah noktaları sıkın. Bu işlemi yaparken, ellerinizin temiz olmasına dikkat edin. Parmak uçlarınıza sargı bezi sarıp noktaları sıkabilirsiniz. Ama sıkmakta zorlanırsanız fazla üstelemeyin. Cildiniz tamamen kuruduğunda tekrar buhara tutun. İşlem sona erdiğinde yüzünüzü bir tonikle dezenfekte edin.
HERKES İÇİN GEÇERLİ ÖNERİLER Gençler arasında özellikle yaygın olan bu problemin çözümünde, cilt tipleri farklı olduğundan, kızların ve erkeklerin uygulaması gereken kürler de farklı. Ancak yine de, her iki cinsin de uyması gereken bazı kurallar var.
1. DoÄŸru ve hijyenik temizlik: Cildi fazla hırpalamadan düzenli olarak yıkayın. Cildi fazla kurutmamak için pH deÄŸeri derinin doÄŸal pH’ına yakın (5.5 civarında) bir temizleyici kullanılmalı. Daha da derinlemesine bir temizlik isteniyorsa, her 3-4 günde bir, gözeneklerde biriken yaÄŸ ve tozu alan kil maskesi uygulanabilir.
2. Beslenmeye dikkat: Çikolata ve şarküteri ürünleri sivilce yapar görüşü, çok yaygın fakat çürütülmüş bir iddia. Son araştırmalar, beslenmenin akne üzerinde doğrudan etkisi olmadığını gösterse de, üzerinde durulması gereken önemli bir nokta var: Meyve ve sebze açısından zengin, sağlıklı beslenme cildin en önemli dostu.
3. İyi dinlenin: En iyi güzellik kürü uyku. Stresten uzak bir ortamda dinlenebilmek çok önemli. Özellikle gecede en az 7-8 saat uyumak şart. Uykunun hormonal aktiviteyi düzenlediği herkesçe biliniyor.
4. Ellerinizi yüzünüzden çekin: Cilde zarar vermeksizin yok edilebilecek siyah noktalardan farklı olarak, kançıbanları asla sıkılmamalı. Aksi halde, iltihaplı enfeksiyon, ardında bir yara ve iz bırakarak yayılabilir.
5. Uzmana görünün: Kış gelip de akneler belirmeden önce mutlaka dermatologunuzla görüşün. Çünkü, yaz aylarında kuruyup hassaslaşan cildiniz, tatil öncesinde uyguladığınız akne tedavisini tekrarlamanızdan zarar görebilir.
6. Bitki çayları da işe yarıyor: Her gün organizmayı temizleme özelliği taşıyan bir bitki çayı içmek cildinize faydalı olacaktır. Özellikle ıhlamur ve rezene içeren çayların çok yararını görürsünüz.
KIZLAR İÇİN BAKIM
Pudra ve allıktan uzak durun: Cildi çabuk sivilcelenenler makyaj yapmaktan vazgeçmeli. Tabii biraz rimel ve bir parça ruja değil sözümüz. Herşeyden önce, hijyenik nedenlerle allık ve pudra kullanmaktan vazgeçmeli: Zaten aşırı salgılanan yağ ile dolmuş gözenekler, makyaj malzemeleri kullanılınca iyice tıkanıyor. Bunun yanında, estetik bir neden de var: Makyaj, kusurları gizlemek yerine çoğu kez daha da belirginleştiriyor.
Az yağlı bir fondöten seçin. Makyajsız yapamayanlar hafif bir fondöten kullanabilir. Ancak, yağlı ciltler için özel olarak geliştirilmiş, siyah nokta oluşumuna neden olmayan (gözeneklerde birikecek madde içermeyen) bir malzeme seçilmeli.
Akne ve aşırı kıllanma: Akne yanında aşırı kıllanmadan da şikayet eden genç kızlar, antiandrojen hormonlar içeren doğum kontrol haplarından faydalanabilir. Ancak bu hapların 16 yaşın altındakilerce alınması sakıncalı olacaktır.
ERKEKLER İÇİN BAKIM
Hijyene daha fazla özen: Ergenlik çağındaki erkekler, katıldıkları sportif faaliyetlerin yoğunluğu yüzünden, yaşıtları olan kızlardan daha fazla terlerler. Bu bakımdan, hijyene özel bir önem vermeleri şarttır. Terlemenin ardından yüzün mutlaka yıkanması ve akneye karşı dezenfektan uygulanması gerekli.
Erkeklere özel kozmetikler: Bazı ilaç firmaları, akne tedavisi ilaçlarında, kızlar ve erkekler için ayrı formüller uyguluyor. Genç kızlara uygun olan ilaçlar daha hafif. Erkeklerin kendileri için hazırlanmış formülleri kullanmaları daha iyi sonuç veriyor.
Sık sık tıraş olun: Sakal uzamaya başladığında, kıllar, akne iltihabının artmasına neden olabiliyor. Bu yüzden sık sık tıraş olmak gerekli.
Tıraş sonrası bakım: Kullandığınız after shave parfüm içermemeli. Akneli cilt, after shavelerin içerdiği alkole karşı oldukça duyarlı. Akne kremlerinde az miktarda bulunan alkol, cildin pul pul dökülmesine ve kurumaya neden olabilir. En iyisi alkolsüz tonikleri tercih etmek.Akne artık sorun değilAknelerin ilginç bir öyküsü var. Genellikle ergenlik çağındaki erkek ve kızların yüzleri sivilcelerle doluyor. Özellikle de delikanlı adayları tam karşı cinse ilgi duymaya başladıkları dönemde yüzlerinde beliren sivilceler yüzünden sıkıntı çekiyorlar. Ergenlik çağı sivilcelerine o dönemde vücuttaki hormon dengelerinin değişmesi neden oluyor. Akneler, yetişkinlerin de de en büyük sorunlarından biri. Yüzde, boyunda, omuzlarda ve sırtta çıkan sivilcelerden kurtulmak elbette mümkün.
Aknelerin oluşmasında yağlı cilt ve bakteriler etkili. Bu nedenle, aknelerden yakınan bir kişinin öncelikle hayvansal yağlardan uzak durması gerek. Bu arada bağışıklık sistemini güçlendiren yiyeceklere ağırlık vermeli. Yağ ve şeker miktarı fazla olan hazır yiyecekler, akneleri çok iyi besler. Derinin doğal koruyucu yağı olarak bilinen sebumun üretimini azaltır. Çikolata, dondurma, sosis ve dondurulmuş hazır et yemekleri aknelerden yakınan kişiler için zararlı. Buna karşılık bol bol yeşil sebze ve narenciye türü meyveler yenmeli. E vitamini alabilmek için de sıvı yağlar kullanılmalı.
Hormon dengesi
Aknelerin hormon dengesizliğinin bir sonucu olduğunu belirtmiştik. Vücuttaki hormon dengesini düzene sokmak için her gün lahana yenmeli. Bu sebze ayrıca bakterileri öldüren sülfür içerdiği için de aknelere karşı güçlü bir savunma silahı sayılıyor. Mango, kiwi ve ananas gibi tropikal bölge meyveleri de çok yararlı. Tuz katılmamış sebze suları, çiğ meyve ve sebzeler ve salatalarla beslenilmeli. Akne ciddi bir sorun olursa mutlaka bir deri uzmanına baş vurulmalı. Ancak gerekli önlemler alınırsa, aknelerden doktor tedavisine gerek kalmadan kurtulmak mümkün.
Tedavi mümkün
Cilt uzmanları, aknelerin her zaman tedavi edilebileceği kanısındalar. Aknelere karşı kullanılan antibiyotikler yararlı oluyor. Ancak rasgele bir antibiyotik kullanmak yanlış. Cilt uzmanının önereceği antibiyotikler etkili olur. Ayrıca cilt uzmanları, hormon ve A vitamini alınmasın
ı önerebilirler. Yiyeceklerin aknelerin kesin nedeni oldukları iddia edilemez. Ama çikolata yedikten sonra yüzde sivilceler çıkarsa, yiyeceklerin de akne nedenleri arasında sayılması gerektiği söylenebilir.
Sizi aynalara küstüren o minik sivilcelere savaş açın. Pahalı kozmetik ürünleriyle değil basit önlemlerle bu sorundan kurtulun. Doğru önlemleri alırsanız, o sivilcelerden eser kalmayacak.
Savaşa başlayın
Aknelere karşı savaş açıldığı zaman şunlara dikkat edilmeli:
Her gün 500 mcg A vitamini alınmalı. Kızlarda Adet öncesinde ortaya çıkan aknelere karşı da adet kanamaları başlamadan 10 gün önce, her gün düzenli olarak 50 mg B6 vitamini alınması doğru olur. Bu arada cildi çay ağacı yağıyla temizlemeli ayrıca bir kase yoğurda bir çay kaşığı deniz tuzu ilave ederek bu karışım cilde sürülmeli. Banyodan ya da duştan sonra vücut sırt fırçası ya da keseyle temizlenmeli. Güneşin zararlarından söz ediliyor ama aknelere karşı güneş banyosunun son derece yararlı olduğunu belirtelim. Güneşteki mor ötesi ışınların akneleri yok ettiği biliniyor.

SELÃœLÄ°T Ä°LE BAÅžETME

Kasım 12, 2007

SELÃœLÄ°T Ä°LE BAÅžETME
Selülit derinin alt tabakasında, yağ dokusunun hemen çevresinde oluşan ve derinin üst bölümünde pütür pütür görüntü bırakan bir hastalıktır. Kadınların korkulu rüyası olan ve bir güzellik kusuru olarak kabul edilen selülite karşı önlemler alınmalıdır.
BESLENME
Beslenme ne kadar fazla tek yönlü olursa, selülite o kadar çabuk aday olursunuz. Özellikle de fast fooda ve hazır yemeklere karşı olan eÄŸilimimiz dokuları kötü yönde etkiliyor.Hayvansal yaÄŸlar, ÅŸeker ve tuz da en kötü düşmanlarımız. Bunlar yaÄŸ hücrelerini ÅŸiÅŸiriyorlar, dokularda su yapıyorlar ve vücudun atıklardan temizlenmesini önlüyorlar. Özellikle de yaÄŸlar doyma hissini büyük ölçüde etkiliyor. ÖrneÄŸin, mayonezli patates salatası veya kızartması yerken “doydum” sinyali karbonhidratlı bir öğünden (örneÄŸin spagetti) çok daha geç gelir. Sonuçta daha fazla yeriz ve dokulardaki yaÄŸ depolarını aşırı derecede besleriz. Hücreler ÅŸekilsiz bir kütle haline gelir ve on kat daha büyür. Bu nedenle yemek listenizde taze, yaÄŸsız ve besleyici maddeleri fazla olan yiyecekler bulunmalıdır. Meyve, sebze, kepek, çavdar ürünleri ve baklagiller gibi. Bu besinlerde bir yanda dokuları atık maddelerden temizleyen, öte yanda hücrelere besleyici maddelerin naklini çabuklaÅŸtıran fazla miktarda potasyum vardır. Portakal, muz, karpuz, avokado, havuç, ÅŸalgam, fasülye, bezelye ve patates fazla miktarda potasyum içerirler.

Cilt Lekeleri

Kasım 12, 2007

Cilt Lekelerine Son
Genellikle ergenlik sivilce izleri ve güneÅŸten kaynaklanan lekeler cildimizde ,en olmadık yerde bize kendini göstererek canımızı sıkıyor. Bunları kapatmak üzere sürülen bir çok kozmetik ürünü var şüphesiz…Bu ürünlerle geçici görüntüler elde etmek her zaman mümkün. Peki nedir bu lekeler,nasıl bu ÅŸekle dönüşür?
CÄ°LT YAPISI
Güneş ışınlarının etkisi ile oluşan pigment artışı ciltte geniş leke görüntüleri oluşturur. Ayrıca sivilce izleri,hamilelik,aşırı antibiyotik kullanma,yanlış kozmetik ürünleri gibi sebepler ciltte lekelerin oluşmasına neden olmaktadır.
Bitkisel ürünlerle ise lekeler, çeşitli yöntemlerle bir süre içersinde kalıcı sonuçlara ulaşıyor. Aynı zamanda bu bitkisel ürünler uygulanırken ciltte herhangi bir tahriş veya kızarıklık yapmaması avantajdır.3 ay düzenli uygulanan bitkisel peelinglerle ciltte yeniden yapılanma ve lekelerin büyük ölçüde açıldığı gözlemlenir. Kimi lekeler ,sivilce izleri ve benzeri tarzındaki sorunların halledilmesi için üst derinin bir tabaka temizlenmesi zorunludur. Peeling adını verdiğimiz cilt soyma işlemini bitkilerle uygularken kesinlikle cilde aşırı bir uygulama yapılmamalıdır. Cilt yapısına uygun bitkisel kürlerle bu işlem uygulanmalıdır.
YAĞLI CİLTLER İÇİN
Öncelikle cilt bitkisel bir temizle jeli ile temizlenmeli,arkasından ince bir tabaka kayısı yağı sürülmelidir. Birer avuç kekik,papatya,limon ve biberiye bitkileri,1/2 Lt. Gülsuyunda,1 taşım kaynatılarak süzülür. Daha sonra 2 avuç yeşil kilin içerisine süzülen bitki ekstresi ile katı bir bulamaç ile oluşturulur.1 kahve kaşığı adaçayı esansı ilave edilir. Hazırlanan bu karışım ile 4 hafta ,haftada bir olmak üzere uygulanır. Bu uygulama sonra bitkisel tonik ve nemlendiricisi sürülmelidir.
KURU CİLTLER İÇİN
Cilt yapısına uygun bir temizleme sütü ile cilt temizlenmelidir. Arkasından göz altı hariç,tüm cilde avokado veya jojoba yağı sürülüp emilimi beklenmelidir. Birer avuç at kuyruğu,mücver çiçeği,bir parça avakado meyvesi,papatya ve hatmi bitkileri ½ Lt. Gülsuyunda 1 taşım kaynatılarak süzülür. hazırlanan bitki ekstresi,2 avuç toz yosun veya soya unu ile bulamaç yapılarak,içerisine 1 tatlı kaşığı arı sütü ilave edilmelidir. Haftada 1 gün olmak üzere 4 hafta boyunca bu maske uygulaması yapılmalı,daha sonra bitkisel bir onarıcı ürün sürülmelidir.

CÄ°LT BAKIMI

Kasım 12, 2007

CÄ°LT BAKIMI
Elbette her insan güzel ve bakımlı olmayı ister. Ayrıca, kozmetik ürünlerine masraf yapmadan kendiniz de evde kolaylıkla maske hazırlayabilirsiniz. Cilt bakımı ve maske hazırlama konularında size birkaç öneri:
CİLDİNİZİ TEMİZLEYİN: Alfa hidroksi asit içeren peeling amaçlı iyi bir temizleyici ile yüzünüzü silin. Uygun temizleyiciniz yoksa evde hazırlayacağınız kolay bir karışım işinizi görecektir. Yulaf ezmesini toz pudra kıvamına gelene kadar dövdükten sonra ılık suyla karıştırarak ovalayın. Karışımı yüzünüze dairesel hareketlerle masaj yaparak yedirin. Ilık bir bezle yüzünüzü sildikten sonra soğuk suyla durulayın.
BUHAR BANYOSU YAPIN: Bir kahve fincanı içine papatya ve nane çayını koyun. İnce bir bezi bu karışıma batırın (bezin gözünüze ve dudaklarınıza gelen kısmını kesebilirsiniz). Bezi yüzünüze doğru tutup bu şekilde 1-2 saniye bekledikten sonra bezi tamamen yüzünüze bastırın ve 10 dakika bu şekilde rahatlayın.
MASKE: Kozmetik ürünleri arasından seçebileceğiniz pek çok bakım maskesi var. Cildinizi derinlemesine temizleyen, nemlendiren ya da cildinizin eksiklerini gideren bir tanesini seçip uygulayabilirsiniz. Dışarıda satılan ürünlerin yerine, evde kendi maskesini yapmak isteyenler için işte önerilerimiz:
Bu maskeleri hazırlamak için malzemeleri bir kase içinde karıştırın ve yüzünüze uygulayıp, on dakika bekletin.
Çikolata Maskesi: (tüm ciltler için) 1/2 fincan kakao, 4 yemek kaşığı krema, 3 tatlı kaşığı süzme peynir, 1/4 fincan bal, 3-4 tatlı kaşığı yulaf ezmesi, 3 tatlı kaşığı olgun avokado.
Sebze Maskesi: (yağlı ciltler için) 1/4 soyulmuş çekirdekleri çıkartılmış domates püresi, 2 tatlı kaşığı yoğurt, 2 tatlı kaşığı aloe jel, 3-4 tatlı kaşığı yulaf ezmesi, 1 tatlı kaşığı rendelenmiş salatalık, 2 rendelenmiş nane yaprağı.
Tutti Frutti: (kuru ya da çatlamış ciltler için) 1 fincan püre haline getirilmiş muz, şeftali, kavun, karpuz, böğürtlen, çilek karışımı, 2 yemek kaşığı krema, 2 tatlı kaşığı süzme peynir, 1 tatlı kaşığı esmer şeker, 1/2 tatlı kaşığı kuru ada çayı, 3-4 tatlı kaşığı yulaf ezmesi.
DURULAYIN: Cildinizde kuruyan maskeyi çıkarmak ustalık ister. Maskeyi kaldırmadan önce cildinizi nemlendirmek için ılık bir bezle hafifçe ovalayın.
NEMLENDİRİN: En iyi nemlendiricinizi parmak uçlarınızı kullanarak yüzünüze uygulayın. Daha sonra göz kreminizi de serçe parmağınızla yavaşça sürün. Bütün bu işlemlerden sonra dışarı çıkmak istiyorsanız; sürdüğünüz kremlerin güneş ışınlarına karşı cildinizi koruma özelliği olmasına dikkat edin.
CÄ°LT TÄ°PLERÄ°
NORMAL CİLT: Görünümü şeffaf, gözenekleri kapalı, lekesiz ve problemsiz bir cilt. Hafif bir bakımla doğal güzelliğini korur. Kullanılacak ürünler: Süt tipi temizleyici, alkol oranı normal bir tonik ve su içerikli hafif bir nemlendirici.
KARMA CİLT: Alın, burun ve çene yağlıdır. Yani yüzde T şeklinde bir yağlanma görülür. Yağlı olan kısımlarda siyah nokta, yağ butonları, açık gözenekler bulunabilir. Yanaklardaki gözenekler ise kapalıdır. Kullanılacak ürünler: Süt tipi temizleyici, düşük alkollü tonik, cildin durumuna göre nemlendirici ve eğer gerekiyorsa göz çevresi için krem.
KURU CİLT: İnce bir üst deriye sahip, gözenekleri ufak ve kapalı cilt. Ancak yağ salgılanması normalin altında olduğu için görünümü mattır ve pul pul kalkmalar görülür. Cilt gergindir fakat çabuk kırışır. Kullanılacak ürünler: Süt tipi temizleyici, alkolsüz tonik, yağ içerikli nemlendirici, besleyici gece kremi, göz çevresi kremi ve nemle yağ depo edici maskeler.
YAĞLI CİLT: Görünümü parlak ve yağlı, gözenekleri açık bir cilt tipi. Gözeneklerin içi genellikle dolu, siyah noktalı ve sivilceli olabilir. Yağlı cildin akne problemini önlemek için çok dikkatli bir günlük temizlik programı uygulanmalıdır. Kullanılacak ürünler: Jel tipi temizleyici, alkollü tonik, su içerikli nemlendirici ve sarkmayı önlemek için temizleyici ve sıkıştırıcı maskeler.
EĞER YAĞLI CİLT SİVİLCELİYSE: Sivilce, siyah nokta ile kapalı olan gözeneklerden fazla yağ salgısının dışarı çıkamayıp, olduğu yerde birikmesiyle oluşur. Yağlı ciltlerde kullanılacak ürünlerin özenle seçilmesi şarttır. Kullanılacak ürünler: Antiseptik sabun (kükürt, kafur, katran içeren ürünler).
EĞER YAĞLI CİLT HASSAS İSE: Genişlemiş gözenekler, zaman zaman kırmızı lekeler görülür. Hassasiyetinden pul pul kalkabilir. İç ve dış etkenlere karşı duyarlıdır. Kaşıntı ve yanma görülebilir. Kullanılacak ürünler: Süt tipi temizleyici, kesinlikle alkolsüz tonik, alerji giderici kremler ve genelde cildin susuz yapısı olduğu için su içerikli hafif nemlendiriciler.
OLGUN CİLT: Hücrenin yaşam ritminin yavaşlaması sonucu oluşan bir cilt tipidir. Ölü hücreler kat kat yığılarak sonuçta cilde kaba bir görünüm verir. Yağ hücrelerinin daha yavaş çalışmaları ise derin çizgilere ve gevşemeye neden olur. Sürekli bir nemlendirici kullanılmazsa deri kurur ve kırışır. Kullanılacak ürünler: Kipozom ve vitamin E içeren kremler, alkolsüz tonik, alerji giderici kremler ve genelde cildin susuz bir yapısı olduğu için su içerikli hafif nemlendiriciler.

20, 30, 40′lı YaÅŸlarda Cilt Bakımı

Kasım 12, 2007

20, 30, 40’lı YaÅŸlarda Cilt Bakımı
CÄ°LDÄ°NÄ°ZÄ° hırpalayan pek çok etken var. Sizin üzerinize düşen tek ÅŸeyse, güzelliÄŸinizi korumaya çalışmak. Uykusuzluk, hava kirliliÄŸi ve stresin cildinize etkileri karşısında, doÄŸru ve sürekli bir cilt bakımı uygulamıyorsanız, cildinizin nemini yitirmesi, kuruması, kırışması ve zamanından önce yaÅŸlanması kaçınılmaz. Bu nedenle 20 yaşından itibaren, cilt bakımına baÅŸlamak gerekiyor. Tabii bu bakımın yaÅŸ ilerledikçe farklılaÅŸması da ÅŸart. Günümüzün modern kadını, artık yüzüne sürdüğü, hatta deÄŸdirdiÄŸi her ürün konusunda son derece seçici davranmak zorunda. 20’LÄ° YAÅžLARDA CÄ°LT BAKIMI Bu yaÅŸlarda cilt güçlü, pürüzsüz ve gergindir. Ama özellikle alın ile burnun ve aÄŸzın yan taraflarında sivilce topluluklarına rastlanır. Genç cildin tek sorunu da budur: Sebum salgıları ve hormonlar henüz düzene girmemiÅŸtir. Ölü hücreler ayda 1 kez, yerlerini yenilerine bırakmak üzere, dökülür. Dokular saÄŸlamdır, Vücut tarafından yıkılan kolajen, kolaylıkla tekrar üretilir. Temizlik ve nemlendirme anahtar kelimelerdir. Özellikle sivilce ve siyah noktaların fazla olduÄŸu durumlarda, doÄŸru sabunu kullanmaya özen gösterilmelidir. En sık yapılan hata, cildin yağını fazlasıyla alan bir ürün seçmektir: Böyle bir durumda, sivilceler azalmak yerine artar. Çünkü, cilt yüzeyindeki nem ve yaÄŸ tabakası hızla yok olur. Kullanılan kremler, gözeneklerin fazla tıkanmasını önlemek için, hafif olmalıdır. Ayrıca, genç ciltte leke oluÅŸmasına fırsat vermemek için, parfüm içermemelidir. 30’LU YAÅžLARDA CÄ°LT BAKIMI Otuzlu yaÅŸlarda birkaç küçük sorun baÅŸ gösterir: Göz çevresi, alın ve aÄŸzın kenarlarında, özellikle ışıkta belli olan, ilk kırışıklıklar ortaya çıkar. YaÅŸlı hücreler, dökülme yeteneklerini kaybeder ve üst derinin kalınlaÅŸmasına neden olurlar. Ä°ÅŸte bu yüzden, cilt yüzeyi artık eskisi kadar pürüzsüz deÄŸildir. Işık eskisi gibi güzel yansımadığından, cilt yüzeyinde gölge oyunları oluÅŸur. Cilt kıvrımları arasına sızan makyaj malzemeleri de, alerjik reaksiyonlara neden olmaya baÅŸlarlar. Esnek lifler ve kolajen eskisi kadar fazla üretilmez. Cildin devamlı hareket halinde olduÄŸu bölgelerde ilk belirgin izler oluÅŸur. Yeterince güçlü olmayan bir cilt, güneÅŸ ışınlarından fazlasıyla zarar görür. Bu yaÅŸlarda cilt, ilk zayıflık belirtilerini göstermeye baÅŸladığından, zararlı UV ışınları, cildin orta tabakasına kolaylıkla geçebilir. Bunu önlemek için ne mi yapmalı? Ağızdan A, F ve E vitaminleri ile mineral preparatları alınabilir. Dışarıdan yapılacak uygulamalara gelince: Sabahları koruma filtresi içeren kremler, akÅŸamları ise cildi nemlendirip onaran meyve asitlerinden faydalanılabilir. Bu yaÅŸa dek normal ya da karma olan bir cilt, birden kuruyabilir. Hemen uygulamaya geçmeniz gereken strateji, hassas ciltler için hazırlanmış, bileÅŸiminde rahatlatıcı ve dengeleyici maddeler bulunan, özel ürünler kullanmaktır. Özel temizliÄŸin dışında, nemlendirici bir kremle masaj yapılmalıdır. 40’LIYAÅžLARDA CÄ°LT BAKIMI 40’ını geçip de 35’inde gösteren kadınlar vardır. Yalnızca ÅŸans ya da kalıtım mı? Elbette deÄŸil. Cildin yaÅŸlanmasını geciktirmek için yapılabilecek pek çok ÅŸey var. Bu yaÅŸlardaki cildin kolajen üretimi giderek azalır. Ãœst katman hala gücünü korusa da, iç kısımda bulunup, onu destekleyen esnek lifler biraz zayıf düşer. Bu durum, dıştan bakıldığında, yanaklarda ya da çenenin altında çöküntüler ÅŸeklinde görülebilir. Bazen de, cilt mat ya da solgun bir görünüm alır. Bunun nedeni, hücre deÄŸiÅŸiminin yavaÅŸlamasıdır. 40 yaşına gelindiÄŸinde, tıpkı vücutta olduÄŸu gibi, yüzdeki kaslarda da çökmeler görülür. Bu yüzden, her gün ayna önünde yapılacak 5 dakikalık bir yüz jimnastiÄŸi de mükemmel sonuç verir. Garip olduÄŸu kadar etkili bir diÄŸer egzersiz de, çubuk ÅŸeklinde bir sakızı diÅŸlerin arasına yerleÅŸtirip, bu ÅŸekilde çiÄŸnemeye çalışmaktır. Bir diÄŸer kurnazlık da, yüzün bir yanı üzerinde uyumaktan kaçınmaktır: Aksi halde, yüzde kolaylıkla kırışıklık oluÅŸabilir. Son olarak, ağızdan alınacak, vitamin ve mineral takviyesine önem vermenizi hatırlatalım. NEMLENDÄ°RÄ°CÄ°NÄ°ZÄ° YAÅžINIZA GÖRE SEÇİN Nem kaybına uÄŸrayan cilt iki sorunla karşı karşıya kalır: Cildin en üst yüzeyi olan epidermdeki su molekülleri, buharlaÅŸmaya karşısında, koruyucu bariyer görevini yerine getiremez hale gelir. Bitki özlü nemlendiriciler, cildin zayıflayan nem tutma kapasitesini artırır. Dış etkenlere baÄŸlı olarak günlük nem ihtiyacı giderilmemiÅŸ olan epidermin bu gereksinimi böylece karşılanır. Amerika’da yapılan araÅŸtırmalar, 35 yaÅŸ üzerinde olup, nemlendirici krem kullananların kırışıklık ÅŸikayetlerinin, kullanmayanlara kıyasla, yüzde 50 azaldığını gösteriyor. 20 – 30 yaÅŸ: Bu yaÅŸ grubunda, normal veya yaÄŸlı cilt yapısına sahip olanlarda da cilt kuruluÄŸu görülebilir. Nem eksikliÄŸini giderecek nitelikteki kremler, cilde nüfuz ederek koruma saÄŸlar. Ayrıca, cildin su dengesini düzelterek cildi canlandırır. Nemlendirici kremlerde bulunan bitkisel konsantrasyon, hücreler tarafından emilir. Bu da cildin en üst yüzeyi olan epiderme esneklik ve rahatlama kazandırır. 30 – 40 yaÅŸ: 25 yaşından sonra cildin doÄŸal nemlendirici mekanizması yavaÅŸlamaya baÅŸlar. Donuk, nemsiz, elastikiyetten yoksun bir cilt için kullanılacak nemlendirici kremin yumuÅŸatıcı etkisinin yoÄŸun olması gereklidir. Bitkisel lipozomlarla takviye edilmiÅŸ nemlendiriciler, 30 yaÅŸ ve üzeri ciltleri için idealdir. Bitkisel özlü nemlendiriciler cildin su deposunu uzun süre optimal düzeyde tutarak nemlilik saÄŸlar. 40 – 50 yaÅŸ: Giderek daha da kuruyan ve doÄŸal nemini kaybeden cildin, derinlemesine nemlendirilmeye ihtiyacı vardır. Limon, salatalık ve çiçek özlü kremler, cilt hücrelerine nüfuz ettiklerinde en az 8 saat boyunca nemlilik ve esneklik saÄŸlarlar. Bu tür kremlerin kullanılması, cildin nem kazanma sürecini hızlandırır. 50 yaÅŸ ve üstü: Yaşın ilerlemesiyle birlikte, kullanılan ilaçlar, geçirilen hastalıklar ve hava kirliliÄŸi cilt üzerinde daha belirgin bir etki göstermeye baÅŸlar. Bu yaÅŸ grubu tarafından kullanılacak nemlendiricilerin, cildi nemlendirmenin yanısıra, onarıcı ve kırışık giderici özelliklerinin de bulunması gereklidir. Sorunlar ve çözümleri Hava kirliliÄŸi, soÄŸuk ve stres Hemen hemen herkes, yüz bakım ürünlerinin her açıdan doÄŸal olması gerektiÄŸine inanıyor. Belki de bu inanç herkesin gönlünde uyanan çevre korumacılığının bir uzantısı. Çünkü nehirlerin, göllerin, ormanların ve özellikle de soluduÄŸumuz havanın düşmanı olan kirlilik, cilt saÄŸlığımızı da tehdit ediyor. Yapılan pek çok araÅŸtırma stres, düzensiz yaÅŸam, sigara dumanı ve çok kuru havaların cildin korunma mekanizmasını öldürdüğünü gösteriyor. Cildin yapı taÅŸlarını yok eden her türlü kirlilik, cildin kırışıp sarkmasına neden oluyor. Kuproz Açık renk ve hassas cilde sahip olanlar, sık sık, yanaklar, alın, burun ve elmacık kemikleri üzerindeki kızarıklıklardan yakınırlar: Kılcal damarların geniÅŸlemesi, aşırı miktarda kanın geçiÅŸine neden olur. Yarım saat kadar sonra kaybolacak olan kızarıklık ortaya çıkar. Bu geniÅŸleme kalıcı olduÄŸu zaman, kuprozdan söz edilir. Bu durum, kılcal damarlarda kontrol altına alınması gereken bir hassasiyet olduÄŸu anlamına gelir. 1 – Işık ve sıcaklık kaynaklarına, dolayısıyla UV ve kızılötesi ışınlara uzun süre ve direkt olarak maruz kalmayın; kesinlikle alkol ve sigara kullanmayın; yüz temizliÄŸi sırasında, çok sıcak su ya da buhar banyosundan kaçının; temizleme sütü yanında, ebegümeci ve papatya gibi aÄŸrı dindirici bitki özlerine daya
nan alkolsüz tonik kullanılması uygun olur; UV korumalı kremler ya da çinko oksit bazlı özel koruyucular kullanın. 2 – EÄŸer sivilce oluÅŸumuna eÄŸilimli bir cildiniz varsa, her sabah, 4 – 5 dakika süresince demlenmeye bıraktığınız yabani çilek çayını için. Papatya, lavanta, ebegümeci, anason çayları da kan dolaşımını kolaylaÅŸtırmak ve heyecana dayalı gerilimden kurtulmakta faydalı olabilir. 3 – Makyajın, sivilceli deriyi daha kötü hale getireceÄŸi kanısı yanlıştır. Aksine, makyaj cildi dış etkenlerden koruyan bir kalkan iÅŸlevi görür. Kozmetik alerjisi Kozmetikler kolay kolay alerji yapmaz. Ama, normalde zararsız olduÄŸu halde, sizin cildinizin hassasiyet gösterdiÄŸi bir madde (renklendirici, koku verici, koruyucu katkı maddeleri) içeriyor olabilirler. Dermatolojik olarak test edilmiÅŸ de olsa, hiçbir kozmetik malzeme bu riski tamamen önleyemez. Ãœrünlerin üzerindeki “hipoalerjenik” ibaresi, alerji riskinin en aza indirildiÄŸini gösterir. Herhangi bir ürüne körükörüne güvenmemek en geçerli kuraldır. Özellikle, cildi hassas olanlar, yalnızca kozmetik seçerken deÄŸil, satın aldıklarını saklarken de özen göstermelidirler. 1 – Kutu ve tüpleri sıkıca kapattığınızdan emin olun. 2 – Kozmetiklerinizi aşırı sıcaklık farklarından koruyun. 3 – Kremlere direkt temastan kaçının. Elleriniz yerine minik bir spatula kullanın. 4 – Ãœrünlerin alerji riski çok yüksek bir bölge olan göz çevresine deÄŸmemesine özen gösterin. 5 – Deride uçuk varsa, kozmetik ve makyaj malzemesi kullanmayın. Durum tamamen normale dönmeden bunları tekrar sürmeyin. 6 – Alerjik tepkiden “sorumlu” kozmetiÄŸi saptamak için, ilgili bölgede kullandığınız tüm kozmetikleri, günde bir tane olmak üzere, deneyin. Böylece, cildiniz için zararlı kozmetiÄŸi belirleyip bunu kullanmaktan kaçınabilirsiniz. 7 – Ä°lk kez kullandığınız bir ürün cildinizin tepki vermesine neden olabilir. 8 – Cildinize sürmüş olduÄŸunuz parfüm veya parfümlü kremler, güneÅŸ banyosu sonrasında, ışık hassasiyetine neden olabilir. Sivilce ve akne tedavisinde anahtar kelime: “temizlik” Akneli cildin görünümünü düzeltmek için ilk adım, temizlik. Yüzün, sabah ve akÅŸam, sıkıştırıcı maddelerle zenginleÅŸtirilmiÅŸ, çok hassas bir nötr sabunla yıkanması gerekli. Temizleyici seçiminde, cildin yağını fazla almayacak bir malzeme olmasına özen göstermek çok önemli: Aksi takdirde, tersine bir etki görülebilir ve yaÄŸ bezleri fazla yaÄŸ üretebilir. Cildin aşırı temizlenmesinden kaynaklanan bir tür akne de vardır. Tedavide genel kurallar: 1 – Cilt toniÄŸiniz çok az alkol içermeli. Antiseptik ve aÄŸrı dindirici maddelerle zenginleÅŸtirilmiÅŸ olanları tercih edin. 2 – Koruyucu kremler içinde en uygun olanlar, cilde mat bir görünüm veren ve çabuk uçanlar. Bunların içindeki yaÄŸlı kısım, deriyle direkt olarak temas etmiyor. 3 – Temizlik maskeleri, cildi rahatlatan ve yaÄŸ üretimini azaltan A, E, F vitaminleri ve atkuyruÄŸu, lavanta, adaçayı, biberiye, mercanköşk gibi bitki özleri içermelidir. 4 – Bir estetisyenin belli sıklıkta uygulayacağı derinlemesine temizlik, cildin durumunu kontrol altında tutmaya yardımcı olacaktır. 5 – Akneli cilde makyaj yaparken, özel hazırlanmış ürünler kullanmaya dikkat edilmeli. ÖrneÄŸin, yaÄŸsız bir toz fondöteni kuru bir sünger yardımıyla uygulayabilirsiniz. Sivilcelerin azdığı dönemlerde pek makyaj yapmamanız daha iyi olur. 6 – Bir estetik uzmanı, akne sorununuzu 2 – 3 ayda çözebilir. Uygulanacak tedavi, kozmetik malzemelerle de takviye edilen birkaç ilacın kullanımına dayanıyor. Günümüzde, ilaçların içerdiÄŸi retin – A gibi temel aktif maddelerin oranının düşürülmesi, yan etkileri azalttığı gibi, mükemmel sonuç elde edilmekte. TahriÅŸe karşı önlem alın Cilt, genel olarak, havanın, çevrenin ya da kozmetiklerin etkisi yüzünden tahriÅŸ olur. Aşındırıcı ürünler (peeling) baÅŸta olmak üzere, bazı maddelerin hatalı kullanımı da cildi tahriÅŸ edebilir. 1 – Toz, kir ve cildin uzun süre makyajlı kalması tahriÅŸe yol açabilir. Dolayısıyla, makyajın, en geç 10 – 12 saat sonra temizlenmesi yerinde olur. 2 – Mineral yaÄŸlar, parfüm ve alkol, hassas ya da herhangi bir rahatsızlığı olan ciltlerde tahriÅŸe neden olabilir. 3 – Boyalar, renk açıcı kremler ve tüy dökücüler tahriÅŸ riski en yüksek kozmetikler. 4 – TahriÅŸe yol açma açısından, bitki özleri ya da doÄŸal maddeler içeren kozmetikler, sentetik olanlardan daha güvenli deÄŸil. 5 – Dermatolojik olarak test edilmiÅŸ kozmetiklerin cilt tarafından kabul edilmeme olasılığı daha az. Gene de, cildiniz hassassa dikkatli olun. 6 -Kozmetik kullanırken, tahriÅŸin çeÅŸitli faktörlere baÄŸlı olduÄŸunu unutmayın. Ä°ÅŸte bunlardan bazıları: Temas türü (ÖrneÄŸin, ÅŸampuanın deriyle temas ettiÄŸi süre, deodorantınkinden daha azdır); temas noktası (Göz çevresi gibi bazı bölgeler, daha hassastır); PH deÄŸeri (Cilde uygun olanlar, asit özellik taşıyanlardır); uçma (Bazı kozmetikler, havayla temas ettikten sonra bozulup cildi tahriÅŸ edebilir

CÄ°LT ONARIM ve BAKIM ÃœRÃœNLERÄ°

Kasım 12, 2007

ONARIM ve BAKIM ÃœRÃœNLER
Giris
Testin Yapılışı
Testin DeÄŸerlendirilmesi
Elektronik Cihazlar ile Testin Yapılışı
Cilt YapısıCildinizin tipini bilmeniz, doğru bir cilt bakımı yapmanız için son derece önemlidir. Çok basit bir test ile her yerde cildinizin yapısını değerlendirebilirsiniz. Böyle bir testi yapabilmek için ihtiyaç duyacağınız malzemeler şunlar. İnce ve emici bir kağıttan (sigara kağıdı olabilir) hazırlanmış, 2 cm kadar eninde ve 5-6 cm boyundaki şeritler.
Testin Yapılışı1. BasamakYüzünüzü ılık su ve yumuşak bir sabun ile bastırmadan ve zorlamadan yıkayınız ve bol su ile çalkalayınız. Cildinizi kurulayın ancak herhangi bir krem, losyon veya kozmetik tatbik etmeyiniz. Cildinizi yıkamak ile, cilt üzerindeki örtüyü kaldırmış oldunuz. Sağlıklı bir cilt bu örtüyü 1 saat içinde yeniden oluşturur.2. BasamakHazırlamış olduğunuz kağıt şeritlere ALIN, BURUN, ÇENE ve YANAK yazınız3.BasamakHazırladığınız kağıt şeritleri, üzerlerinde yazan yerlere göre alın, burun, çene ve yanak bölgelerine yapıştıracak gibi sıra ile tatbik edin ve 10 a kadar sayın.4. BasamakŞimdi sıra sonuçları değerlendirmekte.
Testin DeğerlendiriesiEĞER cildiniz Yağlı ise :Eğer tatbik ettiğiniz kağıt şeritler alın, burun, çene ve iç yanak bölgelerine nerde ise yapışıyorsa ve meydana gelen yağ lekesi büyük ise.EĞER cildiniz Kuru ve veya Susuz kalmış iseKağıt şeritler hiç bir yere yapışmayacak ve burun bölgesi dışındaki kağıtlarda yağ lekesi oluşmayacaktır.EĞER cildiniz Karışık Karakterde ise :Kağıt şeritler alın, burun, çene bölgelerinde büyük yağ lekelerine sahip iken diğer bölgelerde kuru kalıyor ise.
Elektronik Cihazlar ile Testin DeğerlendirilmesiYukarda size son derece basit bir cilt test yöntemi aktardık. Ancak profesyönel anlamda bu yöntem yeterli değildir. Bir kişinin cilt yapısını anlamak belirli süreler sonra tekrar değerlendirmek veya bir kozmetik ürün kullanımından sonraki farkı göstermek amacı ile bazı cihazlar geliştirilmiştir. Gelişen teknoloji sizlere bu konuda da yardımcı olmaktadır. Bu cihazlar cildin yağ değerleri dışında nem, pH ve sıcaklık gibi daha farklı özelliklerinide incelemektedir. Kullanımı sonderece basit olan bu cihazlar hassas sonuçlar vermektedir.Bu cihazların bazı tipleri, aynı zamanda saç analizi de yaparak saç konusunda da size uygun ürünler bulmanıza yardımcı olmaktadır.
Cilt Yıpranması
Ciltte Enerji Kullanımı ve Döngü
Vitaminler
AHA (Alpha Hyroxy Acid) Türevleri
Cilt YıpranmasıBizi dış ortamın zararlı etkilerinden koruyan cildimiz, kendisini tamir etmek için de zamana ihtiyaç duyar. Güneşten gelen UV (ultraviyole) ışınlarının etkisi, yaşlanmak, hava kirliliği , uygunsuz kozmetik ürün kullanımı ve diğer dış faktörler, cildi yıpratır ve zorlar. Bütün bu olumsuz etkilere karşı duran ciltte, bazı değişiklikler ortaya çıkar. Ultraviyole etkisi ile metabolizması etkilenir ve aşırı oksitleme yeteneğine sahip bazı kimyasal yapılar ortaya çıkar. Bu maddeler hücre metabolizmasını bozar. Bu maddelere karşı vücut antioksidan maddeler ile savaşır. Bilinen en etkin antioksidan maddelerden birisi de E vitaminidir. Aslında bu oksidan maddeler sadece UV nedeni ile oluşmazlar, ama UV özellikle ciltte oluşumunu arttırır.
Ciltte Enerji Kullanımı ve DöngüYapılan çalışmalar cilde bir döngü olduğunu ve cildin kendisini gece saatlerinde dinlenme sırasında tamir ettiğini, ortaya koymuştur. İnsanoğlunda gece saatleri, cildin kendisini onarması, enerji depolaması için ayrılmıştır. Ciltteki hücre bölünmesi, çoğalmasıda da geceleri daha fazla yapılır. Geceleri, UV etkisini azalması ile cildin savunma için daha az enerjiye ihtiyaç duyması, cildin enerjisini bölünmeye yönlendirmesine neden olur. Bu nedenle geceleri cildin daha çok besleyici maddelere ihtiyaç duyduğu düşünülür. Cilt hücreleri gerek bölünmek için, gereksede enerji elde etmek için bazı maddelere ihtiyaç duyarlar. Bu besin maddeleri arasında amino asitler, yağ asitleri, vitaminler ve mineraller yer alır. Bu besinler cilde kan yolu ile ulaşır. Cildin, normal yapısını korumak için, yeterli enerjiye ihtiyacı vardır. Bu enerji oksijenin yakılması ile elde edilir. Bu kimyasal yanma olayı ortaya bazı oksidan maddelerin çıkmasına neden olur. Bu kısa ömürlü maddeler güçlü kimyasal etkileri ile hücre metabolizmasının bozulmasına neden olur. Hücre içinde bazı pigment denilen renk maddelerinin birikmesine de neden olurlar. Yaşlı insanların el ve ciltlerindeki lekeler bu mekanizma ile oluşur. Cilt sağlığı için yeterli kan akımının sağlanması temel faktördür. Spor ve egzersiz, dolaşımımızın korunması ve istenilen seviyede tutulması için şarttır. Cildin kendisini tamir ettiği dönemlerde artan hücre metabolizması sonucu da fazla miktarlarda oksidan maddeler ortaya çıkabilir.
VitaminlerBazı uzmanlar vücudun, cilt için E vitamini ve C vitamini sağlamakta yeterli olamadığını düşünmektedirler. Bu maddelerin cilde dışardan uygulanmasının fayda sağlayacağı düşünülmektedir. E vitaminin anti oksidan özelliği ile özellikle erken yaşlanmaya ve leke oluşumuna karşı kullanılması önerilmektedir. C vitamininde kolaylıkla cildin derin katmanlarına ulaşabileceği ve kollajen üretimini arttırabileceği düşünülmektedir. Bu vitaminlerin dışında A vitamininde de retinoik aside çevrilerek, cilt hücrelerinin bölünmesini kontrol eder ve sağlar. Bu etki kendisini hücre yenilenmesi şeklinde gösterir. Cilt tamirinde bir başka maddede Beta Glukan dır. Bu madde de ciltte bulunan Langerhans hücrelerini uyararak bir zincirsel işlevini başlatır. T yardımcı hücreler uyarılır (bağışıklık siteminin hücreleri) bu hücrelerin bazı salgıları (interlökinler) Fibroblast hücreleri, endoteliyal hücreleri ve keratinositleri uyarır. Bu sistem ciltte etkin bir onarım sağlar.
AHA..( Alpha Hydroxy Acid) Türevleri :Cilt saÄŸlığı açısından bir baÅŸka gurup kozmetikte açık adı Alpha Hydroxy Acid yada kısaca AHA olan bir asit ailesidir. DoÄŸal kaynaklardan elde edilen bir gurup asitten oluÅŸurlar. Meyveler önemli bir kaynaktır. Günümüzde AHA kozmetik ürünlerde çok yer almaktadır. Bu ürünlerden beklentiler ise, ciltte bulunan ince çizgi ve kırışıklıkların giderilmesi, cilt gerginliÄŸinin saÄŸlanması, porların açılması ve tıkanmalarının engellenmesi, yaÄŸlı ve akneli ciltlede cilt koÅŸullarının iyleÅŸtirilmesi, cilt yüzeyindeki ölü dokuların uzaklaÅŸtırılmasıdır (soyma – peeling). Bu amaçla kullanılan asidlerin bazıları ÅŸunlardır
· Glycolic acid
· Lactic acid (süt asidi)
· Malic acid
· Citric acid (limon tuzu)
· Glycolic acid +ammonium glycolate
· Alpha-hydroxyethanoic acid + ammonium alpha-hyroxyethanoate
· Alpha-hydroxyethanoic acid
· Alpha-hydroxycaprylic acid
· Hydroxycaprylic acid
· Mixed fruit acids ( karışık meyva asitleri)
· Tri-alpha hydroxy fruit acids (Tri-alpha hydroxy meyva asitleri)
· Triple fruit acids ( Üçlü meyva asitleri)
· Sugar cane extracts (şeker kamışı özleri)
· Alpha hydroxy ve Botanical complex ( alfa hidroksi ve bitkisel kompleksler)
· L-alpha hydroxy acid
· Three AHAs
Bu asidik maddelerin orjianla isimlerini ve bazılarının yanlarına da Türkçe açıklamalarını verdik. Bu asidik maddelerin çoÄŸu doÄŸadan elde edilen ve çok bildiÄŸimiz maddeler. Kleopatra’nın süt banyoları meÅŸhurdu. Bir çok meyva veya sebzenin cilde uygulanmasının cilde iyi geldiÄŸi de çok eski bir bilgi. Burda sizleri bir konuda uyarmak istiyoruz. Bu kadar kolaylıkla bulunan veya deÄŸiÅŸik kozmetik Ã
¼rünlerde yer alan bu maddeler çok dikkatli kullanılması gereken maddeler. 1997 yılı Temmuz ayında FDA ( Amerika Gıda ve Ä°laç Dairesi) bir yayın yaparak bazı bilgileri açıkladı. Bu bilgiler içinde AHA nın cildin derinliklerine kadar inebildiÄŸi, cildin güneÅŸe olan direncini kırdığını, gereken konsantrasyonun kiÅŸiden kiÅŸiye deÄŸiÅŸtiÄŸini ve asitliÄŸin artması ile etkisinin arttığını, bazı ciltlerde allerjik reaksiyonlar verebildiÄŸi vardı. Bu nedenler ile FDA bu ürünleri kullanan kiÅŸilerin mutlaka güneÅŸten koruyucu ürünler de kullanması gerektiÄŸini bildiriyor. FDA, AHA içeren ürünlerin bebeklere de kullanılmamasını istiyor. AHA ürünleri aslında sadece dermatologlar tarafından kullanılan maddelerdi. Kozmetik sanayisinin de bu maddeleri benimsemesi nedeni ile yaygın kullanıma girmiÅŸlerdir. Kötü kullanımlarının ciddi cilt yanıkları, allerji ve kabarcıklar oluÅŸturması üzerine kozmetik üreticileri geniÅŸ bir çalışma yaparak Güvenli AHA ürünlerinin %10 veya daha az konsantrasyonda AHA içerebileceÄŸi ve pH deÄŸerininde 3.5 ten daha asit olmaması sonucuna vardılar. AHA ürünlerinin pH deÄŸeri azldıkça ve konsantrasyonları arttıkça etkileri artmaktadır. Bu tip ürünler konunun uzmanlarınca uygulanabilirler.Sizde alacağınız kozmetik ürünlerde bu noktalara dikkat edin.. Yanlış üründen uzak durun.. AHA ürünleri ciltte hafif kızarıklık ve hassasiyete neden olabilirler. Bu ürünleri mutlaka kullanma kılavuzundaki gibi kullanınız ve bazı kozmetikler ile birlikte de kullanılmamaları gerektiÄŸini hatırlayınız. Önce küçük bir alanda allerji için deneyiniz.
Hazırlayan: Dr.Serdar HEPGÜL

CÄ°LT KIRIÅžIKLARININ OLUÅžMASINI ENGELLEMEK

Kasım 12, 2007

CÄ°LT KIRIÅžIKLARININ OLUÅžMASINI ENGELLEMEK
Kırışık giderme konusunda Kozmetik dünyasında en çok konuÅŸulan yardımcı A vitamini ve türevleridir. Çok geniÅŸ olarak konuÅŸulmasada da C vitamini, selenyum, dengeli beslenme, spor ve su cilt saÄŸlığı ve kırışıklıkların giderilmesi veya oluÅŸumunun engellenmesinde önemlidir. Yapılan bazı çalışmalar kollagen yapımı üzerine etkileri nedeni ile C vitaminini de gündeme getirmiÅŸtir. Bazı çalışmalar C Vitamininin, vücüdumuzdaki baÄŸ doku denen, koruyucu doku katmanının korunmasında anahtar rölü oynadığını göstermiÅŸtir. Kollagen de bu dokunun bir elemanıdır. Kollajen sentezi için gereken sinyali C vitaminin oluÅŸturduÄŸu düşünülmektedir.Günlük hayatımızda besinlerimiz ile C Vitamini almaktayız. Bu vitamin suda eriyebilen vitaminler gurubundandır. Asit yapıdadır, kimyasal ismi Askorbik asittir. Yani sindirim kanalından kana, vücudun emme mekanizmasının izin verdiÄŸi ölçüde geçer, ve vücudun her noktasına taşınır. Hücreler ihtiyaçları kadar C vitaminini kandan alırlar ve fazla alınmış miktar ise vücuttan idrar yolu ile atılır. Sıklıkla yediÄŸimiz, taze sebze ve meyvalar C vitamini için iyi bir kaynaktır.Günlük eriÅŸkin bir kiÅŸi için önerilen C vitamini dozu 300 – 500 mg. dır. Sigara kullanan kiÅŸilerin ihtiyacı daha yüksektir. Fazla miktarda C vitamini alınması halinde idrar yolu ile atılır bir zararı yoktur. Ancak çok yüksek dozda alınan C vitamini, atılımı sırasında idrarda, kum veya taÅŸ oluÅŸumuna neden olabilir.EriÅŸkinler için önerilen minimum C vitamini dozunun, vücutta C vitamini eksikliÄŸi oluÅŸmaması için gereken doz olduÄŸunu vurgulayan uzmanlar, bu dozların kırışıklar üzerine bir etki saÄŸlamayacağını söylemektedirler.Özellikle güneÅŸ ışınlarının taşıdığı ultrviyole ışınlarının cilt üzerindeki olumsuz etkileri düşünüldüğünde,Hücre içi metabolizma bozulur,Daha az kan taşınır,Ter ve yaÄŸ bezlerinin fonksiyonları bozulur ,Kollagen yapımı azalır, var olan kollagen lifleri kalınlaşır,Damarların duvarlarındaki kollagen liflerde özelliklerini kaybettiklerinden (özellikle göz çevresi ve damarların daha yüzeyde olduÄŸu bölgelerde) damar duvarlarından dışarı kan serumu çıkmakta ve süngersi yapıdaki bölgelerde, torbalaÅŸmalara neden olmaktadır. Bu konular daha detaylı olarak cilt kırışıkları bölümünde incelenmiÅŸtir.
Genç ciltlerde daha çok kan akımı ve damarsal oluşumlar varken, yaşlılıkta azalan kan akımı ve daha çok ultraviyoleye tabii kalmış yıpranmış, daha çok serbest radikallerin (hücre için, sağlam moleküllerden elektron çalarak, onların yapısını bozarak, normal moleküllere zarar veren zararlı bir gurup madde) oluştuğu ciltte, daha çok C vitamin gereklidir.
Cilde, yüksek dozda C vitamini içeren kremlerin uygulanması ile bazı olumlu geliÅŸmeler gösterilmiÅŸtir. Özellikle sunblock (tam UV kesen kozmetikler) ile birlikte C vitamini uygulamasının, serbest radikallerin oluÅŸumu azalmakta ve kırışıkların oluÅŸumlarının baÅŸlamasında engel olduÄŸu düşünülmektedir. Bu tip ürünlerin, güneÅŸe çıkmadan en az 20 – 30 dakika önce uygulanması gerekmektedir.
Ciltte kırışıklıkların oluÅŸumuna engel olan bir diÄŸer mekanizmada E vitaminidir. Anti oksidan özelliÄŸi ile serbest radikalleri ortadan kaldırır. Bu tip ürünlerin güneÅŸe çıkmadan deÄŸil de, güneÅŸe maruz kaldıktan sonra uygulanması önerilmektedir. Vitamin E’nin kendisinin de ultraviyole karşısında, serbest radikaller oluÅŸturduÄŸu bilinmektedir. GüneÅŸlenmeden 8 saat sonra uygulanan E vitamini yağının, ciltteki zarardan cildi koruduÄŸu ve ÅŸiÅŸme oluÅŸumunu engellediÄŸi söylenmektedir. Ağız yolu ile alınan E vitamininin, cilt kırışıklıkları üzerine olan etkisi yeni çalışılan bir konudur ancak, bu tip uygulamanın cildin daha saÄŸlıklı olmasına ve ultraviyole zararlarından korunmada etkili olduÄŸu bildirilmiÅŸtir.
Vitamin E gibi etki gösteren bir baÅŸka mineralde selenyumdur. Toprakta bulunan bu mineral besinlerimiz yolu ile alınırlar. Topraktaki selenyum içeriÄŸi doÄŸrultusunda bazı bölgelerde alım eksikliÄŸi olur. Cilt saÄŸlığı için günlük önerilen minimum miktar 50 – 200 mikrogramdır. En çok kullanılan selenyum tuzu l-selenomethionin’dir. Bu mineralin kullanılmasında mutlaka hekiminize danışmalısınız. 100 mikrogramın üzerindeki yüksek dozlarda toksik ( zarar verici) olabilmektedir. Sadece gereÄŸinde kullanılmalıdır. Özellikle soÄŸan, sarmısak gibi yemeklerimizde sıklıkla kullanılan sebzeler yüksek miktarlarda selenyum içerir. En çok Ton balığında vardır. Ondaki miktar bile 3 konserve kutu balıkta 100 mikrogram kadar yer alır. Bazı araÅŸtırıcılar iyi sonuçlar aldığını bildirmektedir.
Cilt kırışıklıkları konusunda içki ve sigaranında çok etkisi vardır. Sigara içerdiği maddeler nedeni ile damarların büzülmesine ve kan akımının azalmasına neden olur. Ciltte tahrişlere ve kurumalara neden olurlar.
Vücuda su alımı da çok önemli bir faktördür, ciltte bulunan hücrelerin su içeriklerin tam olması, yağ ve ter bezlerinin normal fonksiyonları için su çok önemlidir. Doğal olarak cildi nemlendirir. Bir kişinin günde 5 lt. ye yakın miktarda sıvı alması gerekir. Bol bol su içilmesi, tüm sağlık problemlerinde önerilen bir unsur olduğu gibi cildin her türlü sorununuda da çok önemlidir ve etkindir. Dolaşım sisteminin, sağlıklı çalışması cildin de beslenmesi konusunda çok önemlidir. Dolaşımın artması ve düzenli olması, hücrelere daha düzenli besin ve oksijen taşınması demektir. Daha sağlıklı bir vücut için sporda çok önemli bir faktördür. Spor, dolaşım sisteminin sağlıklı fonksiyon görmesini sağlar.
Denegeli bir beslenme, güneşten korunma, spor yapmak ve bol bol su içmek, cilt sağlığı için yapılması gereken en temel davranışlardır.
Derleyen Mustafa Sezgin

Cilt Yapısı ve Fonksiyonları

Kasım 12, 2007

Cilt : Yapısı ve Fonksiyonları
Cilt Yapısı
Epidermis Tabakası
Dermis Tabakası
Subkutan Tabaka
Cilt Yapısı
Cilt, insanın canlılığını korumadaki en önemli ve büyük organdır. Vücut ağırlığının %16’sını oluÅŸturur. Cildin çok sayıda iÅŸlevi vardır.
Destek Görevi : Cilt altındaki dokuları örter ve onlara destek sağlar.
Vucut Isısının Korunması : Barındırdığı çok geniş damar yapısı ve ter bezleri sayesinde vücudun ısısının sabit tutulmasında en temel görevi üstlenir.
Salgılama : Ter gibi salgılarla vücutta bazı artık maddelerin birkmeden dışarı atılmasını sağlar.
D Vitamini Yapılması : Fotokimyasal yöntem ile vucudun ihtiyaç duyduğu D vitaminini yapar.
Duyu Fonksiyonu : İçinde barındırdığı organeller sayesinde basınç, ısı, ağrı gibi duyumların alınmasını sağlar.
Pigmentasyon : Cilt oluşturduğu pigmentler ile ultra viyole (UV) ışınlarının olumsuz etkilerinden bizi korur.
Engelleme : Epidermis katmanı ile istenmeyen madde veya zehirli etki gösterebilecek olan maddelerin emilmesine müsade etmez.
Bağışıklık Sistemimize Yardımı : Özellikle epidermisin en çok keratinize bölümü olan Stratum corneum ile yabancı mikroorganizmaların vücudumuza girmesine engel olur.
Kısacası cilt dış dünya ile karşı karşıya olan su geçirmez bir bariyer özelliği taşıyan bir organdır. Tabakalar halindedir ancak homojen bir yapıda değildir. İçinde bazı organeller bulunur. Bu organeller sıcağı, basıncı hissedeler ve daha bir çok hizmetler görürler. Cildin içersinde ter bezleri, kıl kökleri ve organeller bulunur. Cildin altında genelde gevşek liflerden oluşan kollajen lifleri (KOLLAJEN TEDAVİSİ), yağ dokusu ve kas dokusundan oluşan cilt katmanı bulunur.
Cilt yapısı 3 ana bölümde incelenir
Epidermis Tabakası
5 tabakadan oluÅŸur:
Stratum Corneum (boynuzsu katman): Balık pulu gibi birbirlerine sıkıca yapışan ve devamlı olarak alttan gelen yeni hücrelerce yenilenen bir katmandır. Bu hücreler bir proteinli madde olan keratini içerir. Bu katmanın yüzeyi asidik bir madde ile kaplıdır.
Stratum Lucidum (şeffaf katman): Bu katman küçük ve şeffaf hücrelerden oluşur. Vücutta kıl olmayan yerlerde bulunur.
Stratum Granulosum (granüllü katman)
Stratum Spinosum (dikenli katman)
Stratum Germinativum (temel katman): Bu katman devamlı olarak yeni hücreler yapar ve üst katmanlara yollar. Bu katmanda yer alan bir başka önemli hücre tipi melanositlerdir. Bu hücreler MELANİN adı verilen koyu renkli pigmentleri yapar. Melanin, dış ortamdan cilde gelen zararlı ultra viyole ışınlarının daha alt katmanlardaki hassas hücrelere ulaşmasını engeller. Bu ışınlar, hassas hücreleri yok edebilirler. Siyah ırk insanlarında bu pigment daha fazla miktarda bulunur. Yaz aylarında ve karlı ortamlarda güneş ışınları nedeni ile bu pigment yapımı artar ve cilde daha koyu bir renk verir.
Epidermis katmanındaki hücreler doğar, yaşar ve ölürler yani dökülürler. Yaşlanan hücreler cilt yüzeyinden dökülür. Yeni hücreler temel katmanda yapılmaya devam eder. Yeni yapılan hücreler gelişir, yeni hücreler yapmak üzere bölünür ve sonunda 2 haftalık bir yolculuk ile en üst katmandan dökülen hücrelerin yerini alırlar. Bu yer değiştirme işlemi yaşam boyunca sürer. Yaşlanma ile birlikte hücrelerin dökülme ve yerine geçme işlemleride yavaşlar.
Dermis Tabakası
Bu bölüm, bağ dokunun ön planda olduğu ve damardan çok zengin bir katmandır. Çok sayıda kan ve lenf damarı yanı sıra, sinirler, ter bezleri, yağ bezleri (Sebase Bezler), kıl folikülleri ve bazı yardımcı yapılar bulunur. Bu katman cilde tatbik edilen maddeleri emen katmandır. Bu katmanda yapılan yağ (sebase) ve ter cildin asidik örtüsünü oluşturur. Sebase bezlerin aşırı çalışması sivilce ve siyah noktaların oluşumuna neden olurlar.
2 tabakadan oluÅŸur:
Papiller Katman: Çok önemli cilt yapıları olan KOLLAJEN ve ELASTİN liflerinin bol bulunduğu bir katmandır. Kollajen ve elastin cilde esnekliğini, gerginliğini veren protein yapısındaki liflerdir. Her hangi bir şekil değişikliğinde, cildin tekrar eski şeklini almasını sağlarlar. Altaki katmanlarda hücre ve damarların gelişmesi için uygun ortam yaratırlar.
Retiküler Katman: Bu katman yağ doku hücrelerinin, kan ve lenf damarlarının, yağ bezlerinin, ter bezlerinin, kıl foliküllerinin ve bu kılların hareketini sağlayan errector pilli kasların bulunduğu katmandır.
Subkutan Tabaka
Cildin en içte kalan kısmıdır. Besleme, salgılama ve ısı değişiminin sağlandığı katmandır.